“Düşünmek” Ãœzerine Düşünceler…

“An çe migûyem be-kadr-i fehm-i tû”
“Söylediklerim senin anlayacağın kadardır. Yoksa daha senin anlayışın olsa, neler anlatırım, neler anlatırım!..” derler. Bu sözden bizim yapmamız gereken nedir diye ders çıkartmamız gerekirse; çok düşüneceÄŸiz, düşünmemizi arttıracağız.

Kişi olarak düşünmemizi arttıracağız, aile olarak arttıracağız. Çoluk çocuğu toplayacağız, sorular soracağız:
“–Evlâdım bu konuda sen ne düşünüyorsun, sen de fikrini söyle!.. Hanım bu konuda ne dersin, sen de söyle!” diyeceÄŸiz, düşünmeye onları alıştıracağız. Yanlış düşünüyorsa; “Bak burada yanlış düşünüyorsun, benim tecrübeme göre, falanca kitabın yazdığına göre, filânca büyük zât-ı muhteremin söylediÄŸine göre, o mesele şöyledir.” diye yanlışlarını düzelteceÄŸiz. O da bir idmandır, yâni eksersizdir. Yâni bir iÅŸi çok çok yapıp, o iÅŸi kolay yapmaÄŸa kendisini alıştırmak, güçlenmek.

Fikir de bir idman ister. Kafa jimnastiği diyoruz, yâni kafa idmanı, beyin idmanı. Bunları böyle yaptığı zaman, insan düşünmeye alışır. Düşünmeye alışmış bir insan, önüne bir sorun geldiği zaman kolay yapar. Düşünmeye alışmamış bir insan yanlış işler yapar, ondan sonra saçını başını yolar, dizini döver, kafasını duvardan duvara vurur. Neden?.. Düşünmedim diye. Düşünmeye alışmadın ki kardeşim, bu da bir alışma işi. Bisiklete binmeyi öğrenmemiş bir insanı, bisiklete bindirirsen ne olur? Tutsan da itiversen bir de arkasından; üç metre düz gider, ondan sonra dengesini koruyamaz, çarpar bir yere ve düşer. Kolunu bacağını, kafasını kırar, kaza yapar.

Her ÅŸeye önceden alışmak lâzım! Ä°nsanlar ipin üstünde bile yürüyor, idman yapa yapa… Ä°ÅŸte bu karşılaÅŸmalarda görüyoruz. Dünyada birinci olanlar nasıl birinci oluyor? Uzun çalışmalarla sonra oluyor.

Düşünme de çalışma ister. Bakın, düşünme terbiyesi almış bir insan, bir konuyu kendisine verdiğiniz zaman, ne güzel cevaplar verir.

Åžimdi bizde felsefeyi ille Ä°slâm’ı bilmeyen, dini bilmeyen insanlar öğrettiÄŸi için, sanki dine karşı gibi gösteriyorlar. Halbuki felsefe demek, bir ÅŸeyi derinlemesine düşünmek, yorumlarını iyice araÅŸtırmak demek.

Her ÅŸeyin felsefesi var, derinlemesine onun sebepleri üzerinde düşünmek var. Düşünmek çok sevap, tefekkür sevap, aklı kullanmak sevap… Akıl çok büyük nimet.

Buna alışmak lâzım! Buna alışmalıyız, çoluk çocuğumuzu da alıştırmalıyız.

Bizde felsefe derslerinde düşünme doÄŸru düzgün öğretilmiyor da, birtakım insanların fikirleri özetleniyor. Aristo şöyle demiÅŸ… Adam anlamıyor. Eflâtun böyle demiÅŸ… Anlamıyor. Anlasa bile, “Allah Allah, ne saçma!” diyor. “Bir de buna büyük feylesof demiÅŸler. Åžu laflara bak 20. Yüzyıl’da ne kadar ibtidâî!”

Tabii, o milattan önceki bir ÅŸey. BeÅŸerin aklı bu kadar iÅŸte… Biraz zaman geçti mi, etin sütün kokuÅŸtuÄŸu gibi, yanlışlığı ortaya çıkıyor. Ä°ÅŸte onlar anlatıldığı için, dinsiz imansız, hayatı dine karşı baÅŸka türlü yorumlayan insanların yorumlarını dinleye dinleye, sanki felsefe dinsizlikmiÅŸ gibi, dinsizlik tarihiymiÅŸ gibi anlaşılıyor.

Halbuki öyle deÄŸil… Ä°lâhî kaynaktan gelen bilgiler eskimez. Onlar evrensel olarak, tarihsel olarak çaÄŸları aÅŸarlar, her zaman tesir ederler. Her zaman haklılığını gösterirler, pırıl pırıl ter ü taze dururlar. Ä°slâm tefekkürü seviyor, Kur’an-ı Kerim tefekküre davet ediyor. Tefekkür ehli olacağız ve buna alışacağız. Çok düşünmediÄŸi zaman insan, dinde vurdum duymaz, karnı geniÅŸ, mütekebbir, istenmeyen bir duruma düşer. O duruma düşmemek için ince ince düşünmeye alışacağız!”

Merhum Prof. Dr. M. Esad CoÅŸan
26/11/1999 – Avustralya (Cuma Sohbeti)

“Åžu sıra yetiÅŸmiÅŸ meslek erbabı insanların, münevverlerin, mütehassısların, eÄŸiticilerin, tüccar ve sanayicilerin neticede aklı eren her iyi niyet sahibinin dünya gidiÅŸatını yönlendirmeye çalışan sistem ve organizasyonları daha iyi tanıyıp politikalarını ve neticelerini hesap edebilmeleri için, kritik-analitik düşünmeyi öğrenmelerine destek olmamız lazım.

Gelişmeleri doğru değerlendirme ve anlama yeteneği geliştikçe iyi insanların dünya politikalarında daha aktif ve belirleyici rol almaları ve iyiliği ön plana çıkarma fırsatları doğacaktır.

Dolayısıyla herkes kendi işiyle meşgul olsun kavramını; iyiler, gidişatı kendi istikballeri açısından kavrayıp doğru olan yöne gelişmeleri yönlendirsin diye çalışmalar, kampanyalar yapmamız lazım.

Bugünden itibaren, daima ayarını doğru yola göre kontrol ve teftiş edip düzenleyeceğiniz, kişisel hayat planınızı yapın.

Analitik ve kritik düşünmeyi öğreten kitaplar alın ve anlayarak okuyup, günlük hayatınızda tatbik edin.”

Muharrem Nureddin CoÅŸan
iskenderpasa.com / kritik-analitik.com

Bir cevap yazın


*