Haitiden Mektup Var!

ezanDiyanet’in Dış Ä°liÅŸkilerden Sorumlu BaÅŸkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez kendisine Ramazan ayı ve yurt dışındaki Müslüman azınlıklar hakkında yönelttiÄŸimiz sorulara çarpıcı yanıtlar verdi. Haiti’den Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’na gelen bir mektubu ilk defa bizimle paylaÅŸan Görmez, Sarp Sınır Kapısı’nda yaÅŸadığı acı bir olayı da aktardı.

“EZANSIZ ALLAH’A GÄ°TMEK Ä°STEMÄ°YORUZ”

Hocam sizin beÅŸ yıldır Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nda dış iliÅŸkilerden sorumlu olduÄŸunuzu biliyoruz. Ramazan ayı Ä°slam kardeÅŸliÄŸinin de yeniden canlandığı bir aydır. Bu vesileyle dünyadaki Müslüman azınlıkların durumu hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

– GloballeÅŸen dünyada hemen hemen her ülkede artık bir Müslüman azınlıktan söz edilebilir. Her bir azınlığın oldukça ciddi sorunlarla karşı karşıya olduÄŸunu biliyoruz. Bu sorunları ele alan, takip eden uluslararası kuruluÅŸlarımız da yok hükmündedir. Bugün BirleÅŸmiÅŸ Milletler, Avrupa BirliÄŸi, çeÅŸitli insan hakları örgütleri, baÅŸta Vatikan olmak üzere kilise kuruluÅŸları, Hristiyan azınlık haklarını adım adım takip ederken, maalesef Müslüman azınlıkların hukukunu savunan, dertleri ve sorunlarıyla ilgilenen uluslararası kuruluÅŸlarımız mevcut deÄŸildir. Ä°slam dünyası tarafından hiç bilinmeyen Müslüman azınlıklardan bile söz edilebilir.

HAÄ°TÄ°’DEN DÄ°YANET’E MEKTUB

Mesela birkaç ay önce Haiti’den, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’na gelen bir mektup var. Mektupta ÅŸunlar yazıyor: “Biz burada 3 bin Müslümanız. Müslümanlar bizden haberdar deÄŸil, yahut bizi burada unuttular. Hiçbir ÅŸeyimiz yok. Sefalet içindeyiz. Üç camimiz var; ne suyu var ne de elektriÄŸi, ne minberi var ne mihrabı. Çocuklarımıza okutacağımız bir elifba, bir Kur’ân-ı Kerîm, bir ilmihal kitabımız bile mevcut deÄŸil. Bize yardım edemez misiniz?”

Mektup bir şahıstan mı yoksa bir kurumdan mı geldi? Mektupla ilgili ne yaptınız, bir yardım gönderebildiniz mi?

– Mektup Haiti’de Bilâl Foundation denilen bir kuruluÅŸtan geliyordu doÄŸrusu. Ä°lk aldığımda haritayı önüme koymak Imagezorunda kaldım. Çünkü Haiti’nin nerede olduÄŸunu bilmiyordum. MeÄŸer Haiti, Karaip Denizi’nde, 10 milyon nüfusu olan bir adaymış. 17. ve 18. asırlarda Batı dünyası köle ticareti için burayı terminal olarak kullanmış. Afrika’dan buraya giden köleler içinde Müslümanlar da varmış. Ancak Müslümanlar tamamen asimile olmuÅŸ. 1980’li yıllardan itibaren Müslüman bir kökene sahip olduÄŸunu öğrenenler yeniden Ä°slam’la tanışmışlar, ama imkânsızlıklar içinde kıvranıyorlarmış. Hiçbir hakları ve varlıkları yokmuÅŸ. Evet, derhal harekete geçerek Paris Din Hizmetleri MüşavirliÄŸi’mizin baÅŸkanlığında bir heyeti buraya gönderdik. Bize getirdikleri yeni bilgiler karşısında insanlığımızdan ve Müslümanlığımızdan utandığımı ifade etmek isterim. Bu, iÅŸin bir tarafı. Aslında çok uzaklara, ta Haiti’ye gitmemize gerek yok. Çevremizde komÅŸu ülkelerde dahi Müslüman azınlıkların hakları, sorunları ve problemleriyle maalesef ilgilenemiyoruz. Her türlü siyasî ve ekonomik iliÅŸkiler masaya yatırılırken, Müslüman azınlıklar diplomasinin kurbanı oluyorlar.

SARP SINIR KAPISINDA ACI BÄ°R HATIRA

ImageYakın çevremiz derken Batı Trakya’yı mı kast ediyorsunuz? Balkanlar’da yahut Asya’da Müslüman azınlıkların durumu nasıl?

-Ben sizinle Sarp Sınır Kapısı’nın öbür tarafında yaÅŸadığım acı bir hatırayı paylaÅŸmak isterim. Sarp Sınır Kapısı’nın öbür tarafında 60 veya 70 yaÅŸlarında iki ihtiyar teyzeyle tanıştım. Siz burada ne yapıyorsunuz diye sorduÄŸumda önce etraflarına bakınarak kimsenin olmadığından emin olduktan sonra bana ÅŸunları söyledi: “Yavrum biz haftada bir gün bu sınır kapısına ezan dinlemeye geliriz. Ezansız Allah’a gitmek istemiyoruz.” Bunu duyduÄŸumda dizlerimin bağı çözüldü ve hayatım boyunca bunu unutmam mümkün deÄŸil. O bölgede vaftiz edilen Müslüman çocuklar var. Din hizmetleri yok. Müslümanlara sahip çıkacak dinî bir kurum yok. Bütün bu eksikliklerle diplomasinin kurbanı oluyorlar.

Hocam Balkan coğrafyasındaki Müslümanların hâli nasıl, orada Müslüman azınlıklar ne durumda, kısaca bilgi verebilir misiniz?

– Balkan coÄŸrafyasında da henüz istikrar saÄŸlanamadı. Müslümanların çoÄŸunlukta olduÄŸu Arnavutluk, Kosova gibi ülkeler var. DiÄŸer taraftan Sırbistan, KaradaÄŸ, Makedonya, Romanya gibi hemen hemen her ülkede bir Müslüman azınlıktan da söz edilebilir. Bunların bir kısmı Türk, bir kısmı BoÅŸnak, bir kısmı Arnavut, Pomaklar, Koçarlar gibi boylardan. Toplumumuzda Roman veya siyahî vatandaÅŸ diye isimlendirilen, ama kendileriyle konuÅŸtuÄŸumuzda Ä°slam’ın ümmî bırakılmış saf çocukları olarak adlandırabileceÄŸimiz iki milyona yakın büyük bir kitle de gözden uzak tutulmamalıdır. Bu kitlede dini kimliÄŸin oluÅŸmadığını gören çevreler onlara kimlik biçmeye çalışıyorlar. Fakirlik ve meskenet içinde olmaları da iÅŸtahları kabartıyor.

ROMANLAR Ä°SLAM’IN SAF ÇOCUKLARIDIR

Batı’da üç büyük merkezde Roman araÅŸtırma merkezlerinin kurulduÄŸunu biliyoruz. Ama maalesef Türkiye de dâhil Ä°slam dünyasında bu kardeÅŸlerimizle ilgilenecek bir birim yahut sivil toplum örgütü mevcut deÄŸildir. BabadaÄŸ’da bir Cuma namazı kıldım. Cuma kılmak yerine Cuma namazı kılanlara su dağıtan insanlarla karşılaÅŸtım. Kendilerine neden bizlerle birlikte Cuma namazı kılmadınız dediÄŸimde;  “Biz buna ehil deÄŸiliz. Biz de Cuma kılanlara su dağıtarak sevabımızı alıyoruz. Elhamdülillah biz de Müslümanız” cevabıyla karşılaÅŸtım. Ben bu cevabı nasıl unutabilirim? Ä°ster Anadolu’da ister Rumeli’de yaÅŸayan bütün Roman kardeÅŸlerimizi Ä°slam’ın ümmî bırakılmış saf çocukları olarak görüyorum.

Hocam son olarak hem Türkiye’de hem de Ä°slam dünyasında yüzlerce yardım kuruluÅŸu, yüzlerce sivil toplum örgütü var. Bunların yardımları dünyadaki Müslüman azınlıklara ulaÅŸmıyor mu, bir bilginiz var mı?

– Hepsine ulaÅŸtığını söyleyemem. Özellikle Orta DoÄŸu’dan ulaÅŸanların bir kısmının da ciddi usul hatası içinde olduklarını da söyleyebilirim. Çünkü bu insanlara yapılacak en büyük yardım tarihsel ve kültürel kimlik dokuları ile oynamadan kendi dinî hayatlarını bizzat kendilerinin yeniden inÅŸa etmesine yardımcı olmaktır. Ä°thal bir kültürle kendi kimlik dokularından uzaklaÅŸtırılarak yardım yapılamayacağı anlaşılmıştır. Hatta bu, uzun vadede çok zararlı da olmuÅŸtur. Biz Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı olarak din hizmetleri ve din eÄŸitimi ihtiyaçlarına, talepleri doÄŸrultusunda karşılık verirken en hassas olduÄŸumuz nokta bu olmaktadır.

MÜSLÜMAN, KARDEŞİNE SAHİP ÇIKTIKÇA MÜSLÜMANDIR

Ramazan dolayısıyla son mesajınızı alabilir miyiz?

– Tek mesajım; bilhassa fakiri, yetimi, komÅŸu ve akrabayı hatırlamak ve gözetmek zorunda olduÄŸumuz Ramazan ayında uzaktaki yakınlarımızı dünyanın hangi ücra köşesinde olursa olsun bizimle birlikte Ramazan sevinci, iftar coÅŸkusu, sahur neÅŸesini doya doya hissetmeyen Müslüman kardeÅŸlerimizi, Müslüman azınlıkları unutmamak gerektiÄŸini ve onlarla ilgili yeni birtakım organizasyonlara ihtiyaç olduÄŸunu ifade etmek isterim. Müslüman, kardeÅŸine sahip çıktıkça, onu hatırladıkça Müslümandır. Peygamber Efendimiz’in örnek hayatı bize bunu öğretiyor.

——
Sonpeygamber.info

Bir cevap yazın


*