İlişkileri Nasıl Mahvedersiniz?

iletisimBazen bilerek, bazen bilmeden yaptığımız şeyler ilişkilerimizi mahvediyor. Söz konusu ilişkiler karı-koca, üst-alt, anne-baba-çocuk yada arkadaşlar arasında olabiliyor. Bakalım aşağıdakilerden ne kadarını siz, ne kadarını çevrenizdekiler yapıyor?

Bir konuşmada doğrunun ne olduğuna boş vererek sadece üstün çıkmaya çalışmak ve karşısındakinin sözünü kesip son sözü söylemek. Bazılarımız özellikle görüşme biterken sazı eline alıp son sözü söyleyerek, karşılarındakine söz hakkı bırakmadan kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

Bağırmak veya bağırarak karşısındakinden üstün gelmeye çalışmak. Birçok kişi sesini yükselterek yada bağırarak haklılığını onaylatmak için karşısındakini sindirmek istiyor. Konuşma ortamı tamamen ortadan kalktığı için gerilimden başka bir şey olmuyor.

Konuşmayı değiştirmek yada saptırmak. Bazıları kendileriyle ilgili olumsuz şeylerin açığa çıkmasını önlemek ve mertçe tartışmak yerine konuyu başka bir yöne çekmeye çalışıyorlar.

Karşıdakini siyah yada beyaz gibi esneği olmayan bir kategoriye oturtmaya çalışmak. Bazılarımız da konuyu ve karşısındaki kişiyi özgünlüğü içinde almak yerine kaba kategorilere oturtmaya çalışıyor. Karşısındaki öyle olmadığını söyledikçe de “ ya öyle ya böylesin başka türlü olamaz” diyor.

Konuşma sırasında geçmişteki hatalar ve yanlışlarla ilgili, ama konuya ilgili olmayan bir liste çıkartmak. İlişkilerimizde temizlenmiş bir sürü sıkıntı olabilir; ancak bunları yeri geldiğinde konuşmak gerekir. Bir yıl boyunca yıkanmamış çamaşırları bir kerede ve özellikle başka bir şey yaparken örneğin araba kullanırken yıkayamazsınız.

İnsanları saldırganlaştıracak şekilde bam tellerine basmak; en hassas oldukları konularda olumsuz şeyler söylemek. Bu da bazılarımızın bilerek yaptığı bir şey, okutma fırsatı olmamış ve bu konuda çok yetersiz bir insana hakaret edercesine “ cahilsin “ demek yada bir şeyi başarmak için çok çalışan birine “ hiçbir şey yapmadın” demek.

Aslında yapılmamış ama konuşma sırasında yapılabileceği varsayılan suçlarla ilgili suçlamak. Diyelim ki, bir eş izlediği filmdeki bir kadının ne kadar güzel olduğunu ve evlenmemiş olsaydı bu kadınla evlenebileceğini söylüyor. Karısı da “ Senin gözün zaten hep dışarıda, Allah bilir beni öldürürsün. “ diye üstüne gidiyor.

Her türlü hareketi sorgulayarak bir anlam yüklemeye çalışmak. “ Böyle yaptın, demek ki şunu demek istiyorsun “ gibi sözler söylemek. Özellikle bazı kadınlar, erkeklerin son derece fonksiyonel ve düşük düşünce içeren davranışlarını aşırı yorumlamaya gidebiliyor.

Kişinin sevgisini ve sadakatini her olay ve sözle sorgulamak. Bu da komik olan başka bir tutum. “ Kendine su getirdin, bana su getirmedin, demek ki beni sevmiyorsun. Beş dakika geç kaldın, ama Ahmet’i almaya giderken hiç geç kalmıyorsun, demek ki beni sevmiyorsun. ” gibi sözlerle her şeyi, kişinin sevgi ve sadakatini sorgulamak için kullanmak.

Nadir görülen hataları yada saçma davranışları standart gibi bir davranışmış gibi gösterip suçlamak. Kişi bir defa geç kalıyor yada bir şey unutuyor; ama karşısındaki tarafından sürekli ‘geç kalmak‘la suçlanıyor.

Başkalarının yanında kişinin zaaflarından ve hatalarından söz etmek. Birisini aşındırmak ve yok etmek için yapabileceğiniz şey, onun bulunduğu ortamda onun hatalarını ve yersizliklerini ortaya çıkartmak. Çocuklarınızın okulda ne kadar başarısız olduğunu, eşinizin yada astınızın ne kadar yetersiz olduğunu arkadaşlarının yanında söylemek.

Yıkıcı eylemlerle ilgili tehditte bulunmak. Şöyle yaparsanız şöyle yaparım demek. Sen şimdi oraya gidecek olursan, ben de bundan sonra şunu yapacağım demek.

İşine gelmeyince çevir kazı yanmasın demek. Kelime oyunlarıyla “ ben öyle dememiştim, öyle demek istememiştim “ diyerek yeni konum almak.

Bir cevap yazın


*