SORUMLULUKTAN KURTULMA
 Büyük Osmanlı Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman’a “Kanunî” lakabının hak ve adalet konusundaki titizliÄŸi dolayısıyla verildiÄŸi malumdur
Bu büyük hükümdarın ölümüne bağlı olarak yerine getirilmesini istediği bir vasiyeti vardı Bu vasiyet, içinde ne olduğunu kendisinden başka kimsenin bilmediği 25 cm2 büyüklüğünde küçük bir sandığın ölümü halinde mezarda yanına konmasıydı Hayatı seferlerde geçen, seferdeyken ölen
Kanuni Ä°stanbul’a getirilince derhal defin iÅŸlemlerine baÅŸlandı ve bu vasiyet de hatırlandı Sandık meydana çıkarıldı ve hazır tutuldu Büyük hükümdarın cenaze töreninde şüphesiz sadrazamından ÅŸeyhülislamına bütün devletliler mevcuttu Dönemin en büyük din bilgini ve ÅŸeyhülislamı Ebussuud Efendi’ye Kanuni’nin anıldığı ÅŸekilde
bir vasiyeti bulunduÄŸu, fikrini almak bakımından söylendi Ebussuud Efendi “Zinhar böyle bir vasiyeti yerine getirmeyesiz, dini mübine (Ä°slâm’a) uymaz’ dedi Ebussuud Efendi bir ÅŸey söylüyorsa orada durmak gerekirdi Konunun en büyük otoritesiydi Nihayet üzerinde diÄŸer görüşler de alındıktan sonra vasiyetin yerine getirilmemesi kararlaÅŸtırıldı Küçük sandık mezara konulmadı ama içinde ne vardı, dünyanın en büyük hükümdarının mezarına konmasını istediÄŸi ÅŸey neydi? Herkesi bunun merakı sarmıştı Bu vasiyet yerine getirilmediÄŸine göre sandık açılmalıydı Nitekim öyle yapıldı Kutu ehil bir el tarafından açıldı Bir de ne görülsün, içi, Kanuni’nin yapacağı iÅŸlerin, vereceÄŸi kararların dine uygun olup olmadığı hakkında ÅŸeyhülislama sorduÄŸu sorulara aldığı cevaplar demek olan “fetva”larla dolu idi Kanuni, Allah’ın huzuruna yüzü ak çıkmak, O’nun rızasına aykırı bir iÅŸ yapmadığını belgelemek istiyordu Devrin en büyük bilgini Ebussuud Efendi bu olay karşısında, “Hey büyük sultan, sen Allah katında kendini temize çıkardın, mes’uliyeti bize yıktın, biz nasıl bunun altından kalkacağız bakalım?” demekten kendini alamamıştı